Instagram

Slider Widget

5/Featured/slider
Blogger tarafından desteklenmektedir.

YENİ HAFTADAN BEKLENTİN NE?

by - Mayıs 27, 2019



Yeni haftadan beklentin ne?

-Daha çok para?
-Daha çok başarı?
-Daha çok aşk?


Hadi biraz daha spesifik örnekler olsun.

-Uzun zamandır kendine dert ettiğin sınavdan başarılı olmak?
-Bayram tatili için minik bir tatil planı?
-O çok beğendiğin pantolonu ilk iş almak?

Benim yeni haftadan beklentim, sadece daha fazla haksızlığa uğramamak!

Tüm haftadan tek beklentim bu, evet. Son derece basit gibi görünmesine karşın, bir o kadar da imkansız bir istek benimkisi. Nereden mi biliyorum? Çünkü, uzun zamandır yeni haftadan beklentim bu kadarcıkla sınırlı kalıyor. Haftanın sonuna geldiğimizde, bir bakıyorum ellerim bomboş. Çünkü, insanlar acımasız. Çünkü, insanlar bencil. Çünkü, insanlar çok kolay yalan söyleyebiliyorlar. Çünkü, oyunu onlar gibi oynamıyorsan seni ezmek, yok etmek istiyorlar.

Haksızlığa uğramaktan nefes alamadığım bir haftanın sonunda, koydum şapkamı önüme başladım düşünmeye. Ben nerede hata yapıyorum? "Neden tüm bunlar benim başıma geliyor" diye ağlanıp sızlanacak değildim herhalde değil mi? Mutlaka vardı bir noktada benim de hatam. Uykusuz, yastığı aşındırdığım iki gecenin sonunda yaşadım mini aydınlanmamı. Cevap çok basitti ve yine bende saklıydı. En son ne zaman bu kadar haksızlığa uğramaktan nefesim daralmıştı?

25 yaşındaydım. Tüm dünya tankla tüfekle üstüme üstüme gelmeye ant içmişti resmen. Bir hayat inşa etmeye çalıştığımı sanıyordum. Meğerse, hayatla jenga oynuyormuşum ve tek bir hamleyle her şey tuzla buz olmuştu. Yapayalnız kaldığımı ve yine haksızlığa uğramaktan nefes alamadığımı hatırlıyorum. Kimse yoktu yanımda. Fiziken bir yokluk değil bahsetmek istediğim. Herkes yanımda ama hiçkimse ortada yoktu. Gecelerce yastıkları aşındırmıştım, "ben nerede hata yaptım" diyerek. Cevap çok basitti. Herkesi mutlu etmeye çalışmış, çevremdeki herkes için gözüm kapalı ateşlere dalmış, onlar memnun olsun diye kendi hayatımdan vazgeçmiş, kendimi kendi hayatımda üçüncü dördüncü ve belki de beşinci plana atmıştım.

Yine aynı mini aydınlanma anını o zamanlarda da yaşamış, ben kendimi önemli ve değerli görmezsem kimsenin beni herhangi bir şeye değer görmeyeceğini anlamıştım. O günden sonra öğrenmiştim insanlara gerektiğinde "hayır" demeyi. Kendi isteklerimi, diğerlerinin isteklerinden ön plana koymayı. Bu sayede öğrenmiştim kendimi sevmeyi ve aynaya bakıp kendimle barışmayı.

32 yaşındayım. Hayatımın farklı bir evresi, farklı bir noktasındayım. Ancak, tarihim yine tekerrürde. Yine aynı hatanın pençesine düşmüşüm meğerse. Ben kendimi hayatın akışına bıraktığımı zannederken; yine başkalarının mutluluğunu, huzurunu kendi mutluluğum ve huzurumun en önüne koymaya başlamışım. Sırf onların sırtı hafiflesin diye, tüm yükü yüklenmişim omuzlarıma. Omuzlarım tüm yükü taşıyamaz hale gelmiş de, eziliyormuşum haberim yokmuş. Çözüm için gecelerce uykusuz kalmama gerek de yok artık üstelik. Yaramın merhemini biliyorum bu kez. Üstelik bu kez kimsesiz değilim. Tüm dünyaya benimle karşı duracak biri var yanımda. Tek yapmam gereken aynada kendimle barışıp, başkalarının değil kendimin nasıl olduğuyla ilgilenmek. En büyük şefkati kendime verip, ruhumu yeniden özgürleştirmek. Çok uzun zamandır, boğazıma düğümlenen o nefesi atmosfere göndermek.

Yeni haftadan beklentin ne bilmiyorum ama yeni haftaya ilk iş aynaya bakıp kendinle barışarak başlayabilirsin.

Benzer Yazılar

0 Comments